Kütahya

Kütahya


Kütahya Germiyan Beyliği'ne 130 yıl başkentlik ve Osmanlı Anadolu Beylerbeyliği'ne 400 yıl merkezlik yapmıştır. Kütahya'da dünyanın İlk Antik Borsasının Çavdarhisar ilçesindeki Aizanoi’de kurulmuştur ve Zeus Tapınakları içinde dünya’da en sağlam korunagelmiş tapınağınıdır.Dünyadaki ilk ''Toplu İş Sözleşmesi’' 13Temmuz1766’da Kütahya’da imzalanmıştır.Evliya Çelebi’nin Kütahya’lı olduğu bilinmektedir.Türkiye’nin en önemli porselenleri Kütahya da bulunmaktadır. Kütahya’daki termal kaynaklar da oldukça fazladır.

Tarih
Kütahya, M.Ö. 3000 yıllarında kurulmuş medeniyetlerin ve kültürlerin harman olduğu Kütahya’nın antik çağda ilk ev sahipleri Friglerdir. Kütahya daha sonra Roma, Bizans, Germiyanoğulları , Osmanlı egemenliğine girmiştir.Kütahya’da egemen olan bütün uygarlıklara ilişkin çok sayıda eser bulunmaktadır. Özellikle Frig Vadisi adı verilen ilin doğusundaki Türkmen Dağı eteklerindeki alan, bu eserler açısından çok zengindir.Roma döneminde piskoposluk merkezi olan Kütahya’da bu döneme ait en önemli eser AIZANOI Antik Kenti’dir. Aizanoi, Anadolu ’nun en zengin antik kentlerinden birisidir. Dünyanın İlk Borsası Aizonai’de kurulmuştur.Anadolu’da Türk Hakimiyeti başladığın da Kütahya ve çevresi Germiyanoğulları Beyliğine verilmiştir. Kütahya iki kez Germiyanoğulları Beyliğine başkentlik yapmış ve bu dönemde yapılan pek çok eser günümüze kadar ulaşmıştır. Kütahya ve çevresi Osmanlı Devletine Devlet Hatun’un çeyizi olarak verilmiş ve bu nedenle şehzadeler Şehri olarak anılmıştır.Kütahya Osmanlı İmparatorluğu döneminde de Anadolu Beylerbeyliği’ne merkezlik etmiştir. Osmanlı dönemi eserleri korunmuş haldedir.

Coğrafya
Kütahya İli özellikle kuzey, batı ve güneyi ormanlar bakımından çok zengindir. Domaniç ve Kütahya Merkez de kızılçam ve karaçam ormanları, İlin iç kesimlerinde mazı meşesi, saçlı meşe ve Lübnan meşesinden oluşan meşe ormanları, Emet ve Tavşanlı da ardıç ve karaçam ormanları, Gediz ve Simav’da kestane, at kestanesi ve kızılçam ormanları yaygındır. Kütahya endemik türler açısından da önemli zenginliklere sahiptir.Kütahya, av hayvanları bakımından zengin bir bölgede yer almaktadır.İlde Avrupa ve Türkiye’nin en büyük ve nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olan toy kuşları koruma altına alınmıştır. Murat dağında da Geyik Koruma ve Üretme İstasyonu oluşturulmuştur.
Kütahya iklimi, Ege, Marmara ve İç Anadolu iklimleri arasında bir “geçiş iklimi” niteliği taşımaktadır. Kütahya, sıcaklık bakımından daha çok İç Anadolu ikliminin, yağış rejimi bakımından ise Marmara ikliminin etkisi altındadır.Kütahya İlinin İlçeleri; Altıntaş, Aslanapa, Çavdarhisar, Domaniç, Dumlupınar, Emet, Gediz, Pazarlar, Şaphane, Hisarcık, Simav ve Tavşanlıdır.
Altıntaş: İl Merkezine 34 km. uzaklıkta güneybatı ve doğusunda dağlarla çevrili, Porsuk Çayı ve kollarının suladığı verimli bir ovada kurulan Altıntaş, Frigler zamanda Ağroste ve Zbourcea adıyla anılmaktayken Roma döneminde de Appia merkezli Cerevra antik kentlerine ev sahipliği yapmıştır. Altıntaş yöresinde, katolitik dönem buluntularının yanı sıra Üçhöyük’te ilk Tunç Çağı’na tarihlenen bir yerleşme alanı saptanmaktadır.
Aslanapa: İl merkezine 54 km. uzaklıktaki Aslanapa, çam ve meşe ormanı ile çevrili Muratdağı ve Yellice Dağları ile çevrili verimli Aslanapa Ovasında kurulmuştur. Aslanapa tarihi hakkında kesin bir bilgi olmamakla birlikte M.Ö.’ye dayanan çeşitli Medeniyetlere ev sahipliği yaptığı, kültür izlerinden tespit edilmektedir.
Çavdarhisar: Kütahya’ya 57 km. uzaklıktadır. Çavdarhisar antik kaynaklarda Aizanoi olarak geçmektedir. Aizanoi şehri civarının M.Ö. 3 bin yıllardan beri yerleşim yeridir.Erken Bizans döneminde Hristiyanlığın yayılmasıyla piskoposluk merkezi haline gelmiştir. İmparator Hadrianus tarafından yaptırılan Zeus Tapınağı bu ilçededir. Bunun yanında tiyatro. Stadyum, sütunlu cadde, kemerli köprüler, mozaik hamam, mezarlıklar, anıtsal kapılar, dünyada ilk sel felaketini önlemek için inşa edildiği anlaşılan baraj duvarı, ilk borsa binası olarak kullanılmış yuvarlak yapı bulunmaktadır.
Domaniç : Domaniç Kütahya’ya 89 km. uzaklıktadır.Merkezde ve köylerde Roma ve Bizans dönemlerinin özelliklerini taşıyan dua ve mezar taşlarına rastlanmaktadır. Ayrıca, Mızık Çamı ve Devlet Ananın (Hayme Hatun) türbesi bu ilçededir. Domaniç’in doğal güzellikleri: Ebem Çamlığı, Ilıcaksu, Sarıkız, Karagöl Yaylası, Acı- su, Kızınsarayı, Durabey Mağarası, Karaerik Deresi, Kocayayla, Alibey Çeşmesi, Pazar Alanıdır.
Dumlupınar: Kütahya’ya 82 km. uzaklıktadır.Ulusal Kurtuluş Savaşı’ndaki Meydan Muharebesinde, Mustafa Kemal Paşanın karargah yerinin anıt evi, cephede ve cephe gerisinde şehitlerimizin anısına dokuz adet anıt ve şehitlik vardır.
Gazi Emet : Emet, Kütahya’ya 100 km. uzaklıktadır.Şifalı su kaynakları bol olan bu bölge “Termal Turizm Bölgesi” olarak ilan edilmiştir. Eğrigöz kalesi ve doğal mağaraların içerisindeki sarkıt ve dikitler turistlerin ilgi odağıdır. Gencel, Tahtalı, Tetik, Kirazlı, Karataş, Kayı Göleti görülmeye değer yerlerdir.
Gediz: Gediz, Kütahya’ya 90 km. uzaklıktadır. Orman içinde yayla özelliği taşıyan Murat dağı dinlenme yeri olduğu kadar kaplıca özelliği de vardır.
Hisarcık : Hisarcık İl Merkezine 111 km. uzaklıktadır.İlçeye bağlı Hamamköy de Kaplıca ve Yukarı Yoncaağaç Köyünde Ilıca bulunmaktadır. Bu şifalı sular bir çok hastalığa şifa vermektedir.
Pazarlar: Pazarlar Kütahya İl Merkezine 134 km. mesafededir. İlçe doğal güzellikler bakımından oldukça zengindir. Göleti, Sarıyayla ve Akkaya mevkii dinlenmek için oldukça güzel bir manzara oluşturmaktadır.
Simav: Simav, Kütahya İl merkezine 135 km. uzaklıktadır. Simav denilince doğal güzellik olarak Gölcük yaylası, Nadarçam, Gebeoluk, Hisar (Asar), Karşıyaka, Çeyrekçi akla gelir. Simav kaplıca suyu ve jeotermal yönden oldukça zengin bir yerdir.
Şaphane: İl Merkezine 125 km. uzaklıkta, doğuda Gediz, batıda Simav arasında yükselen Şaphane Dağının güney eteklerinde kurulan ilçe tarih sahnesinde sırasıyla Friglerin, İskender İmparatorluğunun, Bizanslıların ellerinde bulunmuştur. 1234 yılında Konya Selçuklu topraklarına katılmıştır. 13.yy.da Selçuklu İmparatorluğunun yıkılması ile Germiyan Beyliğine geçmiştir. Bu bölgede Kütahya ve İlçeleri ile birlikte Osmanlılara çeyiz olarak verilmiştir. 1402 Ankara Savaşı sonrası Germiyanoğullarına verildiyse de 1425 yılında tekrar Osmanlı İmparatorluğu sınırlarına katılmıştır.
Tavşanlı : Kütahya’ya 47 km. uzaklıktadır.Tavşanlı’ya 6 km. uzaklıkta Göbel Kaplıcaları suları romatizma, siyatik, cilt hastalıkları, yaraların tedavisi, mide ve bağırsak ülseri, adale ve kemik rahatsızlıkları ve havasındaki bol oksijen bolluğu nedeni ile astım rahatsızlıklarına iyi gelmektedir. Tavşanlı ilçesinde bulunan Zeytinoğlu Kütüphanesi eşsiz el yazması kitaplara sahiptir.

Gezilecek Yerler
Yoncalı Kaplıcaları:
Kütahya’nın batısında yer alan Yoncalı kaplıcaları merkeze 16 km. uzaklıktadır. Altyapısı ve çevre düzenlemesi tamamlanmış olan Yoncalı Kaplıcaları 17.09.1993 tarihinde “Termal Turizm Merkezi” ilan edilmiştir. Kaplıca suları 42 C derece sıcaklıkta olup bikarbonatlı sular grubuna girer. Kalsiyum, magnezyum ve kükürt içeren kaplıca suları kireçlenme ve eklem romatizmaları, iltihabi eklem hastalıkları, yumuşak doku romatizmaları, nörolojik hastalıklar, travmatik ve sportif rahatsızlıkların tedavisine iyi gelmektedir.

Frig Vadisi Mağaraları   
Çok geniş bir alanı kaplayan Frig vadisinde kayalara elle oyulmuş, kaya mezarlar ve sığınma, barınma amaçlı yüzlerce mağara bulunmaktadır. Birinci bölüm kayaların içinde iki kilise bulunmuştur. Tekli Kilise ve Çiftli Kilise ismi verilen bu kiliselerin duvarlarında freskler vardır. Ayrıca kök boya ile yazılmış yazılar bulunmaktadır. Meander motifleri ve haç işaretleri de görülmektedir. Bu vadi M.Ö. 500-600 yıllarında Frigler tarafından, daha sonra da Bizanslılar tarafından kullanılmıştır.

Çinicilik: Kütahya’nın simgesi ve onu bütün dünyaya tanıtan “Çinilik” Kütahya’da en önemli sanat kolu olmanın yanısıra, önemli bir geçim kolu olma özelliği de taşır. Kütahya’da Friglerle başlayan seramik yapımı Bizans dönemi sonuna kadar sürekli gelişme göstermiştir. Kütahya, 100 yılı aşkın bir süre Selçuklularla Bizanslılar arasında tampon bölge olarak kalmıştır. Bu dönem çiniciliğinde Bizans ve Selçuklu kültürünün özellikleri birlikte kullanılmıştır. Daha sonra Beylikler dönemine giren Kütahya’da Osmanlı etkisi görülmeye başlamıştır. 1314 tarihli Vacidiye Medresesi’ndeki Abdülvacit Efendi’nin sandukasında, 1428 tarihli Yakup Bey Türbesi’nde ilk Osmanlı dönemi renkli sırlı çini tuğlalar kullanıldığı görülmektedir.15. yy. Osmanlı seramik ve çini sanatı, mavi beyaz grubu çinileri ile dikkat çeker. Bu orijinal mavi beyazlar Hisarbey Cami (1487) ile Kükürt Köyü Camiinde (l697) görülmüştür. 15. yy. mavi beyaz çinileri Kütahya’daki bazı yapıların yanı sıra İstanbul ve Kudüs mimari eserlerinde de kullanılmıştır. 16. yy.’da Kütahya çini ve seramik sanatı faaliyetlerinin yavaşladığı görülmekle beraber, İstanbul ve diğer önemli merkezlerde yapılan mimari eserlerde, Kütahya çinilerinin kullanıldığı görülür.
Günümüzde ihraç malları arasına giren, desen ve renk zenginliği kazanan Kütahya Çiniciliği olumlu bir yoldadır. İrili, ufaklı 500’e yakın atölyede yapılan çiniler yurt içi ve yurt dışındaki pek çok eseri süslemektedir.

Porselen: Kütahya’daki ilk porselen fabrikası 1974 yılında faaliyete başlamıştır. Yüzyıllardır çinilerde sergilenen maharetler porselenlerde de yaşamaya başlamıştır. Günümüzde Türkiye’nin her yerine gönderilen porselenler pek çok ülkeye de ihraç edilmektedir.

Ne Yenir?
Yörenin ünlü yemekleri arasında çorbalardan Sıkıcık Çorbası, Oğmaç Çorbası ve Tutmaç Çorbası; sebze yemeklerinden Ilıbada Dolması, Kabak Kabuğu Kavurması ve Soğan Dolması; Hamur İşleri’nden Cimcik, Tosunum, Gökçimen Hamursuzu; Et Yemekleri’nden Küpeti, Göveç ve Tirit; Tatlılar’dan Güllaç, Cendere ve Ev Baklavası sayılabilir.

Ne Alınır?
Çinileri ve porselenleri dünyaca ünlü Kütahya’da el sanatları da hala üretimini sürdürmektedir. Tabakçılık, urgancılık, hasırcılık, ağdacılık, yemenicilik, semercilik, nalbantlık,saraçlık gibi yok olmak üzere olan el sanatlarının son temsilcileri Simav ilçesinde bulunmaktadır. Çini ve porselen eşyaların yanısıra, dokuma ve el işlemeleri hediyelik olarak satın alınabilir.

Yapmadan Dönme...
Aizanoi Antik kentini gezmeden,
Çiniler diyarından bir çini edinmeden,
İlk Çini Müzelerini ziyaret etmeden,
Gediz Göveci yemeden,
Termallerde şifa bulmadan,
Dönmeyin..

Dönenler Mevlevihanesi

Kütahya Merkez'de yer alan Dönenler Mevlevihanesi, Börekçiler Mahallesi'ndedir. Mevlevi kültürünün üçüncü önemli merkezidir aynı zamanda.

Mevlevihanenin ilk yapılan bölümü mescididir. Hezar Dinari Mescidi, adını banisinden alır. 1237-1243 yılları arasında inşa edilmiştir. Sonraki dönemlerde ise kuzeyine semahane eklenmiştir. Dönenler Mevlevihanesi'nin ilk yapısı ile ilgi pek bir bilgi yoktur. Günümüzdeki mimarisi 1812 yılında yeniden yapılmıştır.

Kütahya gezinizde Dönenler Mevlevihanesi'nin dış mimarisine ve iç dekorasyonunu mutlaka şahit olmalısınız. Mistik bir atmosferin içinde keyifli bir yolculuk Dönenler Mevlevihanesi'nde sizleri bekliyor.

Kütahya Saat Kulesi

Kütahya Merkez'de bulunan Saat Kulesi, XIX. yüzyılda inşa edilmiştir. Banisi Kütahya Valisi Fuat Paşa'dır. 30 Ağustos Ortaokulu'nun arkasında bulunmakta olup kolay bir ulaşım yoluna sahiptir.

Kütahya Saat Kulesi'nin yapımında kesme taş kullanılmıştır. Kare planlı olup, iki katlı bir mimariye sahiptir. Kulenin üstü külahla örtülmüştür. Kütahya'daki Analcı Mescit'in karşısında bulunan Saat Kulesi, gezinizin bir parçası olabilir.

Kütahya Zafertepe Anıtı

Kütahya, doğal güzellikleri kadar tarihe ışık tutan yapılarıyla da görülmeye değer bir şehirdir. Her köşesinde farklı bir detay gözünüze çarpacak Kütahya gezinizde.

Şehrin keşfedilmeyi bekleyen noktalarını yakın bir zamanda ziyaret etmeyi planlıyorsanız, Zafertepe Anıtı'nı gezi listenize dahil etmenizi tavsiye ederiz. Kütahya Zafertepe Anıtı, Altıntaş ilçesine bağlı olan Çalköy'de bulunuyor. Anıt, ulaşım açısından çok rahat bir noktada…

1922 yılında gerçekleşen Başkomutanlık Meydan Muharebesi'nde Atatürk'ün “'Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri.”' Sözünü söylediği yer olmasından dolayı turistler tarafından ziyaret edilmektedir. Aynı zamanda bölgeye okul gezileri de yapılmaktadır. 1972 yılında tamamlanan bu sembol, gezinizin bir parçası olabilir.

Dereli Kaplıcaları

Kütahya’da termal turizm merkezi olarak kabul edilen Dereli Kaplıcaları, yıl içerisinde birçok yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgisini görmektedir.

Emet-Tavşanlı yolu üzerinde bulunan ve bu ilçelere 20 kilometre uzaklıkta olan Kütahya Dereli Kaplıcaları hem termal suyuyla hem de doğal güzellikleriyle şifa vermektedir. İl merkezine 70 kilometre uzaklıkta olan kaplıca, ismini içinden geçen dereden alır.

Yürüyüş, rafting ve olta balıkçılığı yapabileceğiniz Dereli Kaplıcaları, doğanın en güzel simasını yansıtacak sizlere. Kaplıcaları suları; eklem romatizması, kemik erimesi, kas iltihapları, sinirsel hastalıklar ve ruhsal hareket bozukluklarına iyi gelmektedir.

Kütahya Çini Müzesi

Kütahya'nın merkezine bulunan Kütahya Çini Müzesi, çini üzerine açılan ilk müze olma özelliği taşımaktadır.
Aslında Germiyan Beyi ll. Yakup'un yaptırmış olduğu külliyenin imaret bölümünün ayrıldığı müze 1999 yılında ziyarete açılmıştır.
Müzede sergilenen ve 14. yüzyıldan bu yana yapılan çiniler sergilenmektedir. Kütahya gezinizde kesinlikle çini müzesini görmelisiniz.
Önemli dönemlerin değerli çinilerinin sergilendiği Kütahya Çini Müzesi'nde her parça hayranlığınızı kazanacak. Müze gezinizin ardından; Domaniç Ormanları'nı, Kütahya Çinili Camii'yi, Kütahya Kalesi'ni ve Dumlupınar Müzesi'ni ziyaret edebilirsiniz.

Kütahya Çinili Camii

Türkiye'de ve dünyada eşi benzeri olmayan Kütahya Çinili Camii, hem dış mimarisiyle hem de iç mimarisiyle görenlerin büyük bir hayranlığını kazanıyor.

Kütahya'nın simgesi durumundaki Çinili Camii, Orta Asya Türk mimarisinin örnek alınarak hayata geçirildiği bir yapı özelliği taşımaktadır. İçi ve dışı çinilerle süslendiği için Çinili Camii olarak adlandırılmıştır.

Ressam Ahmet Yakupoğlu'nun bir eseri olan cami her yıl yerli ve yabancı ziyaretçilerine ev sahipliği yapar. Kütahya gezinizde Çinili Camii'yi mutlaka gezmelisiniz.

Aizanoi Antik Kenti

Aizanoi, Zeus Tapınağı, Stadyum-Tiyatro kompleksi ve Macellum ile Roma döneminin en önemli kentlerinden biridir. Stadyum-Tiyatro kompleksinin antik dünyada bir benzeri daha yoktur. 13.500 kişilik stadyum ve 20.000 kişilik tiyatro yan yana inşa edilmiştir. Aizanoi de yükselen kompleks antik dünyada başka hiçbir yerde görülmeyen bir forma sahiptir. Aizanoi’de yer alan Macellum dünyanın en eski alışveriş merkezlerinden biridir. Macellum’da satılan tüm ürünlerin fiyatlarını gösteren yazıtlar yer alır. Bu fiyatlar, dönemin enflasyonuyla mücadele edebilmek adına Roma İmparatoru Diocletianus tarafından kontrol edilirdi. Bir tepe üzerinde yer alan kentin ana kutsal alanı Zeus Tapınağı, şimdiye kadar en iyi korunagelmiş Zeus tapınaklarından biridir.

Aizanoi, Frigya’ya ait Aizanitis’in başkentidir. Aizanoi’nin Roma öncesi dönemine ait çok az bilgi vardır. Bölgedeki erken dönem yerleşimin M.Ö 2. binyıla kadar gittiği söylenir. Aizanoi, Bithynia ve Pergamon krallıkları arasında yaşanan çatışma süresince politik anlamda önem kazanır. Helenistik dönemde, Pergamon ve Bithynia krallıklarının egemenliği arasında gidip gelen Aizanoi, M.Ö 133 yılında Roma’nın kontrolüne girer. Kentteki, büyük anıtsal kamusal binalar ve altyapı erken imparatorluk döneminde inşa edilir. Aizanoi Roma dönemi boyunca, sadece Frigya bölgesindeki en önemli kentlerden biri olmakla kalmamış, aynı zamanda ticaret yolu ağında önemli bir mevkiye sahip olmuştur. Erken Bizans döneminde, kent piskoposluk merkezi olur ve 7. yüzyıldan sonra önemini kaybeder. Orta Çağ’da tapınağın bulunduğu tepe ise Selçuk hanedanlarının bir hisarı olarak, kente bugünkü Çavdarhisar adını veren bir grup Çavdar Tatarına hizmet etmek üzere tahkim edilmiş bir kaleye dönüştürülür.

Kütahya Arkeoloji Müzesi

1314 yılında Germiyan Beylerinden Umur bin Savcı tarafından yaptırılan, Umur bin Savcı Medresesi, 1965 yılından günümüze Arkeoloji Müzesi olarak hizmet vermektedir. Vacidiye Medresesi olarak da anılır. Kesme taştan inşa edilen yapının girişi Selçuklu sanatının özelliklerini yansıtmaktadır. Kapıları kubbeli, orta mekâna açılan dokuz küçük odası vardır. Müzede yer alan vitrinlerde Geç Miyosen döneminden itibaren Paleolitik, Kalkolitik, Eski Tunç, Hitit, Frig, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait eserler sergilenmektedir. Arkeoloji Müzesindeki en önemli eserlerden biri de, Amazonlar Lahdi'dir. Çavdarhisar-Aizanoi'de yapılan kurtarma kazısında bulunan lahit, yüksek kabartma tekniği ile yapılmıştır. Lahdin yan yüzlerinde Greklerle Amazonlar arasındaki savaşları betimleyen yüksek kabartmalar vardır. Dünyada bulunan sayılı Amazon Lahitleri içinde en sağlam durumda olanlarındandır. Müze 1965 yılında ziyarete açılmıştır.