Aydın

Aydın


Aydının eski isimleri Tralles ve Güzelhisar olup 14. yüzyıl'da Anadolu Beylikleri döneminde kurulan Aydınoğulları beyliği döneminde Aydın olarak değişmiştir.Heredot Aydın ili ile ilgili “Bizim yeryüzünde bildigimiz en güzel gökyüzünün altı ve en güzel iklimin bulunduğu yer” demiştir.Evliya Çelebi ise “Dağlarından yağ, ovalarından bal akar.” demiştir.

Tarih
Üçgözler (TRALLES) Lidya döneminde, Tralleis kenti, Karya, Kilikya, Iran ve Suriye ve Uzak Doğudan gelen ticaret mallarının toplandığı ve Ege limanına gönderildiği dağıtım merkezi durumundaydı. Ayrıca Büyük Menderes vadisinde yetiştirilen ürünler Milet limanından Yunanistan, Roma, Mısır ve Fenike'ye ihraç edilmekteydi. Nitekim Lidya gerek kendi kaynakları gerekse topladığı vergilerle olağanüstü gelişti, bölge ekonomisinde önderlik etti. Dünyanın ilk parasını darp eden (basan) ülke oldu.
Frigler, Anadolu'da ilk büyük devleti kurdular. M.Ö.1200 yılında Büyük Menderes'in yukarı platosuna yerleştiler.Frigler'in Trak Kavimlerinden olduğu Iiliryalilar'in saldırısı üzerine Boğazlar'dan geçerek Geldiklerini, Hitit krallığını yıktıkları biliniyor. Lonlar'in M.Ö.1200 yılında Gediz ve Büyük menderes ovalarında kurmuş oldukları şehirlerin en Önemlisi Milet şehri idi. Lonlar felsefede önemli aşamalar yaptılar. Matematik ve Astronomi bilgini Thales (Tales) her şeyin ana elementinin su olduğunu ileri sürdü; Lidyalilar'la Modyalilar arasında yapılan savaştaki güneş tutulması olayını önceden hesapladı. Miletli diğer bir bilgin Anoksimandros, her şeyin başlangıcının "sinirsizlik-sonsuzluk" olduğunu ileri sürdü. MÖ.5.yy'da İran'dan gelen Persler'in istilası sonucunda doğu kültürü ile tanışan Bati Anadolu kentlerinde Greko-Pers denilen yeni ve özgün bir kültür sentezi oluştu. M.Ö.546 yılında Lidya kralı Krezüs, Pers kralı Kyros (Kurus) ile yaptığı savası kaybedince, Ion şehirleri Pers Krallığı'na bağlandılar. Persler'in hoşgörüsüz davranışları kolonileri ile şehirlerin bağlarını kopardı. M.Ö.500 yılında karışıklıklar başladı. Perslerin bölgedeki egemenliği Makedonya'nın basına Aleksandr gelene dek devam etti ve Helenistik dönem başladı. Tüm bu istilalar sırasında Tralleis odaksal konumu nedeniyle askeri üs olarak kullanılmıştır. MÖ.1.ve 2.yy'da Roma yönetimi altında kalan bölge, ekonomik, ticari ve kültürel alanda önemli gelişmeler gösterdi. Romalıların yerel kültürü benimsemeleri, kaynakları, yolları ve ticareti geliştirmesiyle yöredeki antik kentler, özellikle Efes, Milet, Tralleis, Aphrodisias kalkındı, büyük boyutlu anıtsal yapılarla donatıldı.
MS. 4.yy sonlarında Roma İmparatorluğu'nun ikiye ayrılmasıyla Anadolu tümüyle doğu Roma diğer bir deyişle Bizans egemenliğinde kaldı. Antik tapınaklar kiliseye, tiyatrolar savunma kulelerine dönüştürüldü.Düz alanlarda bulunan kentlerin çevreleri yüksek surlarla koruma altına alindi. Ramsey'e göre Tralleis açık alanlardan, bir çayın sürükleyip getirdiği tas yığınlarında oluşmuş bir tepe üzerine alindi.Böyle bir ortamda, 10.yy'dan itibaren devam eden Türk göçleriyle gelen Türkmenler kırsal alanları hemen hemen boşalmış olarak buldular. Anadolu'daki erken dönem Türk kolonizasyonu sistematik bir fetih olmaktan öte küçüklü büyüklü göç gruplarının Anadolu'ya gelerek kırsal yöre halklarıyla uzlaşması ve ekonomik kaynakları paylaşmasıdır.
Türkler denizlere ulaşmadıkça uluslararası ticaretin dışında kalacaklarını gördüklerinden Anadolu yarımadasını çevreleyen yabancı kuşatmasını kırarak denizlere ulaştılar. Önceleri merkezi otoritenin ortadan kalkmış olduğuna sevinen Latinler, bölgeye daha önceleri göçle gelmiş olan Türkmen toplulukları ile yeni gelenler arasındaki yakınlaşma ile yüzyüze geldiler. Böylece belli bir isim (Aydin Beyliği) ve bayrak altında Ege denizinin Anadolu kıyılarında siyasi ve ekonomik gücü elde eden Türkmenler denizcilikle tanışmışlardır. Aydin beyliğinin hükümdarları kültür, sanat ve bilim hayatına önem vermişlerdir. Yörede günümüze ulasan cami, medrese, türbe gibi mimari eserlerin yanısıra çeşitli kütüphanelerde bulunan değerli el yazma eserler bulunmaktadır. Aydıoğulları Beyliği, 14.yy'ın sonlarında Osmanlı Devletine katılmıştır. Osmanlı İmparatorluğunu son döneminde bati Anadolu'da yaygınlaşan çetecilere "EFE" denilmiştir. Genelde Ege kırsal alanında tek tek ya da gruplar halinde yasayan gözüpek dürüst, mert kişilerdir. Başkanları "Efe", yardımcıları "Zeybek" ve "Kızan" adıyla anılır. Efelik 10.yy'ın sonunda Yusuf Pasa ile başlamış olup, en bilinenleri, 17.y.y. da Sivri Bölükbaşı, 19.y.y. da Atçalı Kel Memet ve nihayet 20.yy da Yörük Ali' dir. Bu efeler adaletsizliğe ve haksızlığa uğradıkları gerekçesiyle hükümete başkaldıran silahlı eylemcilerdir. Zenginden alıp fakire vermişler, milli mücadele yıllarında kurtuluş yanlısı savaşçılar olmuşlardır. Milli mücadele yıllarında bölgenin Yunanlılarca işgali karşısında yörenin yurtsever asker, aydin ve din adamları efeleri yurt savunmasına davet etmişler ve Yörük Ali Efe grubu oluşturulmuştur. Az sayıda, dağınık halde Yunan askerleriyle mücadeleye giren Yörük Ali Efe ile birlikte Demirci Mehmet Efe ve maiyetindekiler giderek artan direniş göstermiş ve Yunan askerlerinin geri çekilmelerini sağlayarak çok etkili olmuşlardır. Düşman işgalinden kurtuluş günü olan 5 Eylül Kuyucak, Nazilli, 6 Eylül Söke, 7 Eylül Aydın'da her yıl törenlerle kutlanmaktadır.

Coğrafya
Akdeniz ikliminin etkisindedir. Bu iklim şartları ve topografik yapı Aydın ve çevresinde iki ayrı bitki topluluğunun (maki ve orman) gelişmesine neden olmuştur. Bunun yanında zeytin, incir, turunçgiller, kestane vb. kırsal kesimde ise çam ve benzeri türler mevcuttur. En yağışlı mevsim kıştır. Yaz mevsiminde yok denecek kadar az yağış almaktadır. Kar yağışı ender görünür. Aydın, özellikle batıdan gelen hava akınlarına açıktır. Rüzgar yönü daha çok doğu - güneydoğusudur. Bunu güneybatı (lodos) ve batı rüzgarları izler.İlçeleri;
Bozdoğan: Büyük Menderes havzasının güneyinde Akçay'ın suladığı ovanın yanında yükselen Madran dağı eteklerindeki iki tepe üzerine kurulmuştur. Aydın'a 76 km. uzaklıktadır. İlçedeki tarihsel yapı kalıntıları ve buluntuları çok eski çağlara aittir. Roma, Bizans ve Selçuklu kültürlerinin izlerini taşıyan eserler de vardır. Koyuncular köyü yakınında bulunan Neopolis Kavaklı Köyü, Körteke Kalesi, Örtülü ve Konaklı Köylerindeki Sarnıçlar ve Kemer Köprüsü bunların başlıca örnekleridir.
Buharkent: İl merkezine 86 km. mesafedeki ilçede Kızıldere Kaplıcaları bulunmaktadır.
Çine: Aydın il merkezine 38 km. uzaklıktadır. Çine, Antik , Karya ve Onya bölgelerini birbirine bağlayan geçit üzerinde olması nedeniyle Aydın'ın eski ve önemli yerleşim yerlerinden biridir.
Gerga: Eski Çine'nin 6 km. güneydoğusundaki Ovacık Köyü'nün kuzeyinden bir saat süren yaya tırmanma ile ulaşılabilen Gerga ören yeri, ulaşım güçlüğüne rağmen görülmeye değer bir karya kentidir.
Koçarlı: Aydın il merkezine 22 km. uzaklıktadır. Büyük Menderes Vadisi'nin ortasında ve Koçarlı Çayı'nın iki yakasındaki yamaçlarda kurulmuştur. Amyzon Antik Kenti ve Cihanzade Mustafa Camii önemli eserlerdendir.
Kuşadası: Aydın il merkezine 71km. uzaklıktadır. Aydın'ın kuzeybatısındadır.Kuşadası Türkiye'nin en önemli turistik merkezlerinden biridir.Kuşadası kumsallarıyla ve zengin tarihi çevresiyle binlerce yerli ve yabancı turistin tercih ettiği bir beldemizdir.
Nazilli: Aydın'a 45 km uzaklıktadır. Nazilli ilçesine 3 km. uzaklıkta, Bozkurt ve Eyeli Yaylaları arasında kurulmuş olan Mastavra Antik Kenti, zamanında menderes havzasının ticaret merkezlerinden biriydi.
Söke: Aydın'ın 59 km. batısında olup, Büyük Menderes Akarsuyu'nun yakınında kurulmuştur. Didyma, Miletos, Priene gibi ünlü kentler, ilçe yakınındadır. İlçenin 12 km uzaklıkta Güllübahçe Kasabası'nın yakınında yer alan Priene Antik Kenti, Mykale Dağı yamacında güneye bakan doğal bir platform ve çevresine kurulmuştur.
Sultanhisar: Aydın iline 25 km uzaklıktadır. Kuzeyinde Aydın Dağları uzanmaktadır. Nisa (Nyssa) Sultanhisar ilçesinin kuzeyinde yükselen Malgaç dağı eteklerinde, doğal güzelliklerle dolu yamaçlara kurulmuştur. İlçeden kıvrılarak yükselen 3 km asfalt yol ile ören yerine ulaşılır.
Akaraka (Acharake): Kutsal sırlarını saklayan bir sağlık merkezi olarak nitelenebilir. Salavatlı Köyü yakınında olup eski kaynaklara göre Pluton ve Charo adlı iki tanrılı dinin de kutsal merkeziydi.
Yenihisar: Aydın iline 108 km. mesafede olup, Antik Milet ve Priene Kentleri'ne komşudur. Bodrum hava alanına Akbük üzerinden ulaşılabilen ilçede, Ege'nin en güzel deniz, kum ve güneşi mevcuttur. Zengin tarihi , Didim ve Altınkum sahili ile turizm alanında önemli bir yeri olan Yarhisar, Ege sahilinde görülmesi gereken en güzel turizm beldelerindendir. Antik çağın kehanet merkezi olan Didim'de, güneş tanrısı Apollon adına kurulan büyük bir tapınak bulunmaktadır. Kadere çok inanan antik çağın insanları Apollon'u aynı zamanda bir kehanet tanrısı olarak tanımıştır.
Yenipazar: Aydın il merkezine 41 km. uzaklıktadır. Orthasia (Ortosi) Antik Kenti ilçenin 5 km. doğusunda, Donduran Köyündedir. İonlar tarafından kurulmuş, M.Ö 7 yy.da Asyalı atlı bozkır kavimlerinden, Kimmerlerin istilasına uğramış, daha sonraki yüzyıllarda Lidya, Pers, Roma ve Bizans dönemlerini yaşamıştır.

Gezilecek Yerler
Apollon Tapınağı

Didim’in girişindeki, Batı Anadolu kıyılarının en etkileyici bağımsız anıtı olarak kabul edilen Apollon Tapınağı’nı, her yıl yüzlerce yerli ve yabancı turist ziyaret ediyor.Tapınağın boyutları ve benzersiz planı kadar bugüne kadar çok iyi korunmuş olması da tarih severleri çekiyor. Helenistik dönemde tasarlanan Apollon Tapınağı, dev boyutlu mimarlık yapıtlarının Roma dönemine has olmadığını kanıtlıyor. Milet ve çevre kentlerden gelenlerin, Panormos Limanı’ndan karaya çıkarak tapınağa kutsal bir yolla ulaştıkları sanılıyor.Bir çoğu 1858 yılında Newton tarafından British Museum’a gönderilen tapınaktaki heykellerin, MÖ 6.yüzyılda yapıldığı biliniyor. Heykeller, çoğu dik biçimde oturan figürleri betimliyor ve bazılarında yazıtlar yer alıyor.
Tralleis Antik Kenti
Efsaneye göre, Argoslular ve barbar Trakyalı Tralleislilerce kurulan, ancak daha önceleri Karialılarca kullanılan Tralleis, M.Ö. 334’te İskender tarafından alınmasından sonra Helenistik Krallıklar arasında sık sık el değiştirmiş.Tralleis, Bergama Krallık Çağı’nda yontuculukta zirveye ulaşmış, Bergama Zeus Sunağı’nda çalıştıkları bilinen Apollonios ve Tauriskos isimli iki büyük yontu ustasını yetiştirmiş. Antik kentte bugün ayakta kalan tek yapı, yörede “Üçgözler” olarak adlandırılan M.Ö. 2. yüzyılda yapılan Gymnasiona’ya ait kalıntı. Bunun dışında agora ve tiyatro kentin diğer önemli yapıları arasında bulunuyor.
Milet Müzesi
Aydın’ın Söke ilçesi’ne 40 kilometre uzaklıktaki Miletos Antik Kenti içinde yer alan Milet Müzesi, 1973 yılında açıldı. Genellikle Milet’te bulunan arkeolojik eserlerin yer aldığı müze, havuzlu bir hol ile bu hole açılan biri asıl salon, diğeri de daha küçük olan ikinci bir salondan oluşuyor. Müzede, Miken seramiklerinin yanı sıra Arkaik, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait eserler bulunuyor. Ancak müze binasındaki çatlaklar, kapatılmasına sebep oldu. Milet Müzesi’nin yanındaki dünyaca ünlü Afrodisias Müzesi de her yıl yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeri halinde.
Güzelçamlı Milli Parkı
Aydın’ın Kuşadası ve Söke ilçeleri sınırları içindeki “Büyük Menderes Deltası Güzelçamlı Milli Parkı”, zengin bitki örtüsüyle dikkat çekiyor. Parkta, özellikle defne ve kestane ağaçlarıyla canlı ve sağlıklı maki örnekleri yer alıyor. Öte yandan, parkta nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya bulunan Akdeniz foku ve deniz kaplumbağaları için yaşama ve üreme ortamı bulunuyor.
Mavi Bayraklı 16 Plaj
Türkiye’nin önemli turizm merkezleri arasında yer alan Kuşadası ve Didim’in birçok plajı, temizliği ve doğal güzelliğiyle mavi bayrağa sahip bulunuyor.

Ne Yenir?
Aydın’da yapılan yemeklerden bazıları; kulak çorbası, patlıcan–biber taratorlu turşu, kuyu tandırı, etli kereviz, etli enginar, pelvize tatlısı, paşa böreği, yuvarlama, ısırganotu böreği, ebegümeci kavurması ve arapsaçıdır.

Ne Alınır?
Halı, kilim, deri giysiler ve mücevherat yöreden alınabilecek hediyelik eşyalardır.

Yapmadan Dönme...
Aphrodisias Antik Kenti ile Didyma Apollon tapınağını ziyaret etmeden,
Kuşadası Altın Güvercin yarışmasını seyretmeden,
Ege yöresine özgün zeytinyağlı yemeklerinden, nefis incirlerinden, şaheser üzümlerinden, narenciye ürünlerinden tatmadan,
Turunç reçeli almadan,
Başta çipura, kefal, mercan ve barbunya olmak üzere enfes balık türlerini denemeden,
Halı, kilim, deri giysiler, mücevherat vb. hatıra eşyaları satan zarif butiklere uğramadan.
Dönmeyin…