Kırıkkale
Kırıkkale Orta Anadolu, Orta ve Doğu Karadeniz ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin kavşak noktası konumunda olması itibariyle önemli bir coğrafi konumda bulunmaktadır. Zengin tarihsel ve kültürel bir geçmişi olan yöre bir turizm kenti olma potansiyeli taşımaktadır.Kırıkkale il merkezi kamu ağırlıklı sanayi şehri olup, diğer ilçe merkezleri ve kırsal kesimin ekonomik yapısı tarıma dayalıdır. Kırıkkale’de imalat sanayi kamuya ait büyük işletmelerin yanında, özel sektöre ait küçük ve orta ölçekli işletmelerden oluşmaktadırCoğrafi alan olarak tarihi yerleşime uygun bir stratejik noktada bulunan Kırıkkale'nin çok eskilere dayanan tarihi bir yöre olduğu bilinmektedir. Japonların 1990-1991 yılları arasında Kırıkkale İl Merkezi ve ona bağlı ilçe ve köyleri kapsayan yüzey araştırmalarında toplam 21 höyük ve düz iskan saptanmıştır. Bu merkezlerden toplanan seramik örneklerinin değerlendirilmesi sonucu bölgenin Kızılırmak kavisi dışında kalan alanda Neolitik Çağ ve sonrası, Kızılırmak kavisi içinde kalan alanda ise bu dönemi takip eden Kalkotik Çağı, Eski Tunç Çağı, Assur Ticaret Kolonileri Çağı (zayıf) eski Hitit Çağı, Hitit İmparatorluğu Çağı (Zayıf) Frig ve Hellenistik-Roma Çağları ile Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinin kültürlerini yansıtan kalıntılar saptanmıştır.
Tarih
Kırıkkale'nin adının, şehrin 3 km. Kuzeyindeki Kırıkköyü ile kentin merkezindeki Kaletepe'nin kısaltılarak birleştirilmesinden ortaya çıktığı söylenir. Bu ismin halk tarafından yakıştırıldığı kanaatı yaygın olmakla beraber bölgenin ismi Osmanlı arşiv belgelerinde, şimdiki haliyle Kırıkkal'a biçiminde geçmektedir.
XVI. ve XVII. Yüzyıllarda, doğudan gelen çeşitli Türk aşiret ve cemaatlerinin Anadolu'da - bilhassa Orta Anadolu'da- iskan edildikleri bilinmektedir. Bunlardan "Oğuz, Oğuzhan" adı verilen büyük bir oymağın Ankara yakınlarında, o zamanki söyleyişiyle "Kırıkkal'a " ya yerleştirildikleri belgelerde ifade edilmektedir.Yörükan taifesinden olduğu zikredilen Oğuz Oymağı, Anadolu'yu Türkleştirerek ve İslamlaştırarak, Türk vatanı haline getiren, aynı zamanda "Türkmen adıyla da bilinen büyük bir aşirettir. Bu durumda bölgenin adının en az 400 yıllık bir tarihe sahip olduğunu kabul etmek gerekir.
Kırıkkale'nin Kalkolitik, Eski Tunç Çağı, Orta Tunç Çağı, Genç Tunç Çağı ve Demir Çağı gibi M.Ö. yıllara ait arkeolojik buluntulara rastlanmış ve tarihinin çok eski zamanlara dayandığı ortaya çıkmıştır.
Şehrin Roma ve Bizans Dönemi
Kırıkkale ili Keskin ilçesi Cinali köyü Sulucatep’den, Ortasöken köyü düz yerleşmesinden, Haydardede köyü Kılıç mevkii düz iskanından, Çelebi ilçesi Kaldırım köyü, Sarı Musalı Höyüğünden ve Karaağıl köyü Hopağan tepeden; Sulakyurt ilçesi Bıyıkaydın köyü höyüğünden, İlimize bağlı Kazmaca köyü Öküztepe düz yerleşmesinden, Merkez ilçe Hacılar Kasabası Asar höyüğünden, Merkez ilçesi Kızıldere köyü, Kuzeren höyüğünden ve Hasandede Kasabası Çatal Sögüt höyüğünden derlenen seramik parçalarından bir kısmı Roma ve Bizans dönemlerine tarihlenmiştir.Roma ve Bizans dönemlerine ait çanak-çömlek parçaları, Kızılırmak yatağında yer alan düz yerleşim yerlerinde özellikle Kırıkkale’den güneye doğru uzanan bölgede bulunan höyüklerde bol miktarda derlenmiştir. Bu tür çanak-çömlek parçalarının çok sayıda ele geçtiği höyüklerde ve düz yerleşim yerlerinda prehistorik malzemelere rastlanılmamıştır. Bu Roma ve Bizans döneminde yeni yerleşim yerlerinin kurulduğunu kanıtlamaktadır. Dikkati çeken ayrı bir özellikte höyüklerden çoğunun doğal tepeler üzerine kurulmuş olmasıdır. Ayrıca genel kaideye uyularak, bu höyüklerin büyük bir çoğunluğunun yanında da akar suyun veya su kaynağının varlığıdır.
Anadolu’da Roma İmparatorluğunun egemenliği MÖ 129 yılında Pergamon Krallığının ilhakıyla başlamışlardır. Pergamon Devleti’nin arazisi Anadolu’da ilk Roma eyaleti olan Provinicia Asia olrak yeniden düzenlendi. Bu eyalete başkent olarak da Ephesos seçildi.Kesin olarak belirlenmiş olmamakla birlikte Kapadokya’nın bir Roma eyaleti olarak Roma’ya vergi vermeye başladığını tarih genelde MÖ 63 yılı kabul edilmektedir. Kapadokya Eyaletinin sınırları Kuzeyde Samsun (Amisos)’dan doğuya doğru Karadeniz (Pontus Euxens), doğuda Fırat ve Büyük Ermenistan, Doğuda Toros dağları, batıda Galatia ve Pamhylia ile çevrili olan bu eyaletin başkenti Kaisareia (Kayseri) idi. MÖ 395 yılında Roma İmparatorluğunun ikiye bölünmesinden sonra Kapadokya Eyaleti Doğu Roma sınırları içerisinde kaldı.
Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesinde sergilenen ve Sulakyurt ilçesinde bulunan tarihi paraların tetkikinden yörede M.Ö. Romalıların yaşadığı tespit edilmiştir.
Türklerden Sonra : Malazgirt Zaferinin 1071'de kazanılmasından sonra Anadolu'nun kapıları Türklere açılmış, buralar hızlı bir şekilde Türk-İslam diyarı haline getirilmiştir. İşte o dönemlerde Kırıkkale ili dahilinde bulunan bazı yerlerinde ilk fethedilen İslam beldelerinden olduğu görülmektedir.
Coğrafya
İç Anadolu Bölgesinde yer alan Kırıkkale, doğuda Çorum, Yozgat, güneyde Kırşehir, batıda Ankara, kuzeyde Çankırı illeri ile komşudur. Denizden yüksekliği 700 m’ dir.Kırıkkale ilinin ilçeleri; Bahşili, Balışeyh, Çelebi, Delice, Karakeçili, Keskin, Sulukyurt ve Yahşihan’dır.
Sulakyurt : İlçe 15.yüzyılda Kalecik nahiyesine bağlı bir köy olarak Şeyh Sami tarafından kurulmuştur. Küçükşami Cami Şeyh Türbesi, Sarıkız Türbesi, Tokuş Sultan Türbesi mevcuttur. Kalekışla Kalesi, Kalekışla Mağrası, Seydin Tepesi ile Gültepe höyüğü belli başlı kültür değerleridir
Karakeçili : İl merkezine uzaklığı 35 km. olup, İlçede 1995 tarihinden itibaren her yıl Karakeçili Uluslararası Kültür Şenliği yapılmaktadır.
Ne Yenir?
Kırıkkale mutfağı Anadolu yemeklerinin sergilendiği bir mutfaktır.Kente yerleşenler geldikleri bölgelerin yemeklerini buraya taşımışlardır.Bu yüzden Kırıkkale mutfağı çok zengindir.Anadolu yemeklerinde tarım ürünleri , sebze ve hayvan ürünleri ile ilgili yemekler başı çeker. Yemekleri içerisinde sebze yemeklerinin her çeşidine rastlanır. Külleme kızartma haşlama ve kavurma yöredeki yaygın et yemekleridir. Kırsal yörelerde ekmek olarak yufka yapılır. Bunun yanı sıra bazlama, gözleme, alazlama, kömbe ve katmer gibi ekmek türleri de yaygındır.Yöreye özgü yemek çeşitleri arasında un tarhanası, yoğurtlu tarhana, sızgıt, ekmek aşı (guymak) madımak, pelte, etli bulgur pilavı ve mantı yer alır.
Ne Alınır?
Kilim ve heybe dokumaları yöreye özgü alınabilecek hediyelik eşyalardır.
Yapmadan Dönme...
Yöreye özgü kilim ve heybe almadan,
M.K.E.K Silah Fabrikası Silah Müzesini gezmeden,
Karakeçili Uluslararası Kültür Şölenini (15-16-17 Eylülde) seyretmeden…
Dönmeyin...
Hasandede Camii
Kırıkkale'nin ibadet mekanlarından biridir Hasandede Camii. Mimari açıdan göz dolduran yapı, Merkez ilçesine bağlı olan Hasandede Kasabası'nda bulunmaktadır.
Cami, il merkezine 12 kilometre uzaklıktadır. Caminin hemen yanında bir de türbe vardır. Türbede Hasandede'nin ve oğulları Şeyh Halil İbrahim, Şeyh Mustafa ile Hasandede'nin kızı Ümmühan Ana'nın mezarı yer alır. Hasandede Camii, inşa edildiği sırada kare planlı olarak tasarlanmış ve yapımı sırasında kesme taş kullanılmıştır.
Kırıkkale gezilerinin ilk uğrak yerlerinden biri olan Hasandede Camii, mimari özellikleri ve iç dekorasyonuyla sizin de gezi listenizde mutlaka yerini almalı.
Ceritkale Kaya Mezarları
Kırıkkale-Keskin ilçesinde bulunan Ceritkale Kaya Mezarları, bulunduğu bölgenin en eski yerleşim alanlarından biridir. Aynı zamanda şehrin bir diğer gezi yeri olan Sulu Mağara'ya da oldukça yakındır.
Ceritkale Kaya Mezarları, ilçe merkezine yaklaşık olarak 9 kilometre uzaklıkta Çeritkale Köyü'nde bulunduğu için kolaylık bulunabilecek bir noktadadır. Yapılan araştırmalarda kaya mezarlarının Demir Çağı'na kadar uzun bir tarihe sahip olduğu bilgisi ortaya çıkarılmıştır. Turizm potansiyeline sahip olan
Kırıkkale'yi keşfetmek için bir yolculuk hazırlığı içerisindeyseniz Ceritkale Kaya Mezarları'nı ve yine aynı bölgedeki Sulu Mağara'yı mutlaka gezip görmelisiniz
Sulu Mağara
Kırıkkale'nin gezi alanları arasındaki Sulu Mağara, Keskin ilçesinde bulunmaktadır. Arzu Bayırı mevkiinde yer almakta ve kolay bir ulaşım yoluna sahiptir.
Mağarada ilk olarak 1996 yılında araştırma yapılmıştır. Yapılan incelemelerde mağaranın Bizans döneminde bir yerleşim yeri olduğu tahmini yürütülmüştür. Fakat hiçbir kaynakta mağaranın ismine rastlanmamıştır. Sulu Mağara, yarı doğal-yarı yapay bir mağaradır.
Ceritkale Köyü'nde bulunan bu nokta, Kırıkkale gezilerine dahil olması gereken yerlerin başında gelir. Kırıkkale'ye bir seyahat planınız varsa, şehirde geçireceğiniz günlere Sulu Mağara'yı mutlaka dahil etmenizi öneririz.
Çeşnigir Köprüsü
Karakeçili ile Köprüköy arasında Kızılırmak üzerinde yapılmış tarihi bir köprüdür.
Bilinen kaynaklara göre Çeşnigir Köprüsü ve yakınında bulunan han Selçuklu dönemine aittir. Yapılış tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte 13. yüzyıla ait bir eser olduğu tahmin edilmektedir. 1402 yılında Ankara Savaşı’nın yapılacağı alana ilerleyen Timur ordularının bu köprüyü kullandığı rivayet edilmektedir.
Çeşnigir Köprüsü, Yavuz Sultan Selim'in Mısır Seferi esnasında Mimar Sinan tarafından yeniden yapılmıştır. Kapulukaya Barajı’nın faaliyete geçmesinden önce yol güzergahı üzerinde iken, sonraları köprünün ayak kısımları baraj suyu içinde kalmıştır.
110 m. uzunluğunda 6 m. genişliğindeki köprü kayalık arazide sağlam temeller üzerine oturur. Kızılırmak içinde sağlam bir zemine oturabilmesi için orta bölümde belirgin bir eğim vardır.
Silah Sanayi Müzesi
Silah Sanayi Müzesi, 15.07.1990'da hizmet vermeye başlamıştır. 2.11.1993'de ise müze daha geniş ve büyük bir alana taşınmıştır.
Bu müze, MKE Silahsan Hafif Sanayi ile Ticaret A.Ş Genel Müdürlüğü bünyesinde hizmet vermektedir.
Müzede sergilenen bir çok eser ikinci Dünya Savaşı dönemlerinde Karadeniz Bölgesi halkından devlet tarafından toplanan eserlerdir. Diğer bir bölümü ise İstanbul'daki Tophane'de yer alan silah fabrikasından koruma altına alınmak üzere gönderilmiştir.
Müzede toplam 299 eser sergilenmektedir. Ve bu eserler ondördüncü yüzyıldan bu günlere kadar kronolojik sıra ile sergilenmektedir. Savaş zamanlarında çelik malzeme bulunmadığından silahların bir çoğu çelik fabrikası nda eritilmiş ve namlu çeliği üretilmiştir.
Ballı Camii ve Türbesi
Kırıkkale il merkezine 21 km. mesafede Balışeyh ilçe merkezinde bulunmaktadır. 12. yüzyılda, 1121 yılında inşa edildiği tahmin edilen yapının kimler tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Caminin tavan örtüsündeki ahşap işçiliği dikkat çekicidir.
Karıştıran Kilisesi Mesire Alanı
Kilisenin bulunduğu mevkii, yazın vatandaşların mesire yeri olarak kullandığı alan olduğundan söz konusu yer kilise ile birlikte doğal sit özelliği göstermektedir. Tüm bu alanlar 2863 ve 3386 sayılı yasalar gereğince tescil altına alınmıştır.Keskin ilçesi merkezinde bulunmaktadır.