Bayburt
Bayburt ismi, tarihi kaynaklarda değişik şekilde geçmektedir. Beşinci asır kayıtlarında "Bayberd" olarak ,Doğu Roma İmparatorluğu zamanında ise "Baiberdan, Baberd veya Paypert" şeklinde geçer.13.yüzyılın sonlarında bu bölgeden geçen Marco Polo'nun seyahatnamesinde "Paripart ve Baiburt" şeklinde zikredilmektedir. Selçuklu Sultanı II.Gıyaseddin Mes'ud adına 1291'de Bayburt'ta basılan paralarda da "Bayburd" olarak geçmektedir.16.yüzyıldan sonraki kayıtlarda ise "Bayburd" olarak geçmektedir.
Tarih
Bayburt şehrinin adı; eski Kafkas dillerden birini konuşan Urartu/Khaldiler'in bölgeye egemen olduğu dönemlerde, Khalt(Halti) halkı arasında gerçekleşen Hint-Avrupa dilli Mitanni göçmenlerinin sızmaları sonucunda verilmiştir.Khaltlar'ın arasına yerleşmek üzere bölgeye gelen grupların verdiği söyleniş şekliyle Bagbartu sözcüğü Mitannice'den gelmektedir.Bayburt tarihinin bilinen geçmişi Anadolu'nun köklü kavimlerinden Azzi ve Hayasalar'la başlar. Onu Hatti, Hitit ve Urartu izler.Günümüzde dahi; Karadeniz halkı, sahil boyunda yerleşenlerine (tamamen olmasa bile) Laz, iç ve dağlık kesimlerde yerleşenlerine Halt demektedir. Doğu Karadeniz'in iç kesimlerinde Yusufeli ile Şebinkarahisar arasında ki dağlık hat boyunca uzanan bölge; Urartu'nun Baş Tanrı'sı olan Khalt'ın izinden gidenlerin yurdu anlamına Khaldia olarak tarih boyunca adlandırılmıştır.Bölge MÖ.VII.yy.'da ilkin Kimmer, ardından İskit akınlarına uğrar. Urartu yıkılır ve bölgeye gelen Kraliyet İskitler'i o döneme göre Anadolu'nun en büyük kenti olan Gymnias'ı kurarlar. Gymnias kentinin bugünkü Bayburt ilinin sınırları içinde ve kuzeyinde olduğu tahmin edilmektedir.İskit egemenliği Ortadoğu'da sona erdikten sonra, bir dönem Ermeni ve daha sonra bölgemizin ünlü tarihçisi Mahmut Goloğlu'nun deyişiyle "Anadolu'nun ilk milli devleti''Pontos" devleti sınırları içinde kalan Bayburt, Pontos devletinin Helen etkisiyle kimlik değiştirmesi ve ardından da Pontos'un Roma tarafından yıkılmasıyla yeni bir döneme geçmiştir.Bayburt'un bir müddet Roma İmparatorluğu hakimiyetine girdiği ve bu imparatorluğun ikiye ayrılması üzerine Doğu Roma toprakları içinde kaldığı bilinmektedir. Bizans İmparatorluğu teşkilatına göre ülke, bugünkü eyaletlere benzer bir takım temalara ayrılmıştı. Bayburt Heldia temasına bağlıydı ve bu eyaleti meydana getiren yedi piskoposluğun dördüncüsünü meydana getiriyordu. İmparator Justinianus tarafından kalesinin tahkim ve tamir edildiği bilinen Bayburt, Arap fetihleri sırasında Bagrat sülalesinin hakimiyeti altında bulunmaktaydı.Bayburt ve yöresi, Türkmenlerinin Anadolu'da ilk yerleştikleri bölgelerdendir. Tuğrul Bey'in Anadolu seferi (1054) sırasında Bayburt, Çoruh nehri ve Karadeniz dağlarına (Parhar) uzanan sahalara akınlarda bulunan Selçuklu kuvvetlerinin hücumlarına maruz kaldı ise de fethedilemedi. Kesin Türk hakimiyeti Malazgirt Meydan Savaşı'ndan sonra gerçekleşti. Şehir 1072'den 1202'ye kadar bazen Erzurum yöresinde hüküm süren Saltuklu Beyliği'nin bazen de Danişmentliler'in hakimiyetinde kaldı. Bir ara Trabzon İmparatoru I.Alexis Comnen'in kumandanı Theodore Gabras tarafından işgal edildiyse de, kısa süre sonra yeniden Danişmentliler'in hakimiyetine girdi. (1098) Selçuklular 1202'de Saltuklu Devletine son verince Bayburt'u da ele geçirdiler.Bayburt'un asıl gelişmesi,Türkmen Şahı Süleyman Şah'ın kardeşi Erzurum Meliki Mugisuddin Tuğrul Şah ve oğlu Cihan Şah (1020-1230) döneminde oldu. Tuğrul Şah Bayburt kalesini yeniden inşa ve tahkim ettirdi. I.Alaeddin Keykubad tarafından Moğollara karşı sınırlar kuvvetlendirilirken Bayburt da Erzurum ile birlikte Konya'ya bağlandı. 1243 Kösedağ savaşının ardından Moğolların Anadolu'yu istilası esnasında yapılan anlaşma gereği Bayburt Selçukluların kontrolünde kaldı. Bu durum 1291'de burada Giyaseddin Mesud tarafından para bastırılmasından anlaşılmaktadır.
Türkmen olan ve Türkçe konuşan, İlhanlılar ve Safaviler devrinde Tebriz-Trabzon yolu üzerinde bulunması sebebiyle daha da gelişen Bayburt, Ceneviz ve Venedik kervanlarının konakladığı bir yerdi. Moğolistan'a giderken buraya uğrayan Marko Polo şehirde zengin gümüş madenlerinin bulunduğunu belirtir. Hatta İlhanlılar buradan yüklü bir vergi geliri temin ediyorlardı. Bu dönemde Darül Celal adı ile anılan ve iktisadi bakımdan canlılık kazanan şehir aynı zamanda bir kültür merkezi durumundaydı. Burada Mahmudiye ve Yakutiye medreseleri kurulmuş, Mevlevilik gelişme göstermiş, ayrıca ahilik teşkilatı da yayılmıştı.Son İlhanlı hükümdarı Ebu Said Bahadır Han'ın ölümünden sonra (1334) Bayburt, Eretnaoğulları'nın eline geçti. Zaman zaman Erzincan Beylerinin hücumlarına uğrayan şehir, bir ara Mutahharten'in idaresine girdi. Fakat çok geçmeden Kadı Burhaneddin zamanında Kızılbaş,Akkoyunlu beylerinden Kutlu Bey oğlu Ahmet Bey'in yardımı ile alındı ve Ahmet Bey'e ikta olarak verildi. Bir ara Karakoyunluların da eline geçen şehir sonra tekrar Akkoyunluların eline geçti ve uzun süre öyle kaldı.
Bayburt yöresi 1501'de bir ara Türkmen,Safeviler tarafından alındı. Bu dönemde Trabzon valisi olan Yavuz tarafından bu bölgeye akınlar yapıldı (1507). Yavuz tahta çıktıktan sonra da çıktığı İran seferinde bir kısım kuvvetlerini Bayburt üzerine gönderdi. Ekim 1514'te Bayburt Şah İsmail'in elinden alındı. Bundan sonra Bayburt Erzincan ile birlikte Trabzon Beyi Bıyıklı Mehmet Paşa'ya verildi ve Sancak merkezi ilan edildi.Kanuni'nin İran seferi sırasında önemi daha da artan Bayburt kalesi 1541'de esaslı bir tamir gördü. 1553'te Türkmen,Şah İsmail'in oğlu Şah Tahmasb'ın akınlarına şahit olunduysa da, bundan sonra XIX.yüzyıla kadar önemli bir olay yaşanmadı. 1828-1829 Osmanlı-Rus savaşı esnasında Rus birliklerinin işgaline uğradı. 1878 ve 1916'da Ruslar tarafından yeniden işgal edilen Bayburt bu işgaller sırasında önemli oranda tahrip edildi.1927'ye kadar Erzurum'a bağlı olan Bayburt bu tarihte Gümüşhane'ye bağlandı. 21.06.1989 tarihinde 3578 sayılı yasa ile il statüsüne kavuştu.
Coğrafyası
Bayburt doğu ve güneydoğusunda Erzurum, batısında Gümüşhane, kuzeyinde Trabzon ve Rize, güneyinde Erzincan illeri ile çevrili Anadolu'nun kuzeydoğusunda Çoruh Nehri kenarında ve denizden 1550 metre yükseklikte kurulmuş 3652 km2 yüzölçümü olan bir ildir. Bayburt ve çevresi yeryüzü şekilleri bakımından genel olarak üç bölümden oluşmaktadır. Birincisi sahanın batı yarısını oluşturan Bayburt ovası, ikincisi akarsuların oluşturduğu vadiler ve üçüncüsü de yörenin etrafını çevreleyen ve doğu yarısında yer tutan dağlık alanlardır.Yaklaşık 900 km2'yi bulan Bayburt ovası 1450-1750 metre arasında değişen yüksekliktedir. İldeki Kop ve Soğanlı dağlarında çok sayıda yaylalar mevcuttur. Çoruh nehri ise 3239 metre yükseklikteki Mescit dağından doğarak güneydoğudan il sınırlarına girmekte ve Çoruh Vadisi'ne girerek ili terk etmektedir. İlin Soğanlı Dağları üzerinde Haldizen (Balıklı Göl) ve Göloba (Atlı Göl) gibi bazı krater gölleri de mevcuttur.
Ekonomi
Ekonomik hayat, tarihi gelişim içinde temel değiştirmemiştir. Ticaret ve sanayiin gelişmediği ilde tarım ve hayvancılık başlangıçtan beri ekonomiyi sürükleyici bir rol oynamıştır. Tarım ürünü olarak ilde hububat çeşitleri, yem bitkileri, şeker pancarı ve az da olsa meyve sebze üretimi yapılmakta, genelde ilin sebze ihtiyacı diğer illerden karşılanmaktadır. Arazinin büyük bir kısmı kıraç olup Çoruh vadisinde; Aydıntepe ve Sünür ovalarında sulu tarım yapılmaktadır.Hayvancılık ilin geçim kaynaklarından en önemlisidir. Arazi hayvancılık yapmaya çok elverişlidir. Mera hayvancılığı yapılmaktadır. Son yıllarda besi hayvancılığına doğru bir gelişme gözlenmektedir. İlimiz ilçe ve köylerinde arıcılık yapan aile sayısında büyük artış gözlenmekte, il sathında çok nefis kokulu bal üretimi yapılmaktadır.Bayburt ili çok eski transit ticaret yolu olan Trabzon-İran arasındaki "İpek ve Baharat Yolu"nun bir durağıdır. Ekonomisi tarım, hayvancılık ve ticaret ağırlıklıdır.
Sportif Aktiviteler
Avcılık
İlde avcılık gelişmiş olup, bu yönde bir avcılık ve atıcılık kulübü bulunmaktadır. Kara av hayvanları avcılığı olarak özellikle kış mevsimi oldukça uygundur.
Olta Balıkçılığı
Çoruh Nehri ve kolları, tatlı su ürünleri balıkçılığına oldukça elverişli imkânlar sunmaktadır. Masat, Kopuz, Beşpınar, Ozansu, Yoncalı, Yazyurdu, Kılıçkaya ve Çatıksu dereleri alabalık yönünden; Oruçbeyli, Sakızlı, Saraycık, Danişmend, Eymür, Gökçedere gölleri ise sazan balığı yönünden zengindir.
Akarsu Turizmi, Kano ve Rafting
Bir kolu Mescit dağlarından, diğer bir kol da Otlukbeli dağlarından çıkarak iki kol halinde ilin sınırları içerisinde Dikmetaş köyü altında birleşen Çoruh nehri debi bakımından ülkemizin en önemli akarsularından biri olup, bu özelliği nedeniyle su sporlarına çok elverişlidir. Dikmetaş köyünden başlayarak Çoruh nehrinin il sınırlarını terk ettiği Aslandede köyüne kadar olan kısmında su sporlarından kano ve rafting yapılmaktadır.
Kayak
Kop Dağı “Turizm Merkezi” ilan edilmiş ve bu merkez üzerinde Kop Dağı Kayak ve Kış Sporları Merkez planlama çalışmaları Turizm Bakanlığınca yapılarak bitirilmiştir.
Ne Yenir?
Bayburt yöresel yemeklerinde görülen genel özellik, un ve una bağlı yemeklerle, etli yemeklerin sebze ve zeytinyağlı yemeklerden çeşit olarak daha fazla oluşudur. Yörenin yemeklerinin bazıları; tel helvası, tatlı çorba, galaçoş, ekşi lahana, lor dolması, yalancı dolmadır.
Ne Alınır?
Bayburt’ta bakır işlemeciliği, kilim ve ehram dokumacılığı önemlidir. Özellikle üretilen kilim motifleri Bayburt’a ait ve orijinaldir. Ayrıca, ehram dokumaclığı da yöreye özgü bir dokumadır. Ehramdan yapılan yelek, masa örtüsü, yatak örtüsü, seccade, perde ve kravat gibi eşyalar ilgi çekicidir.